İçeriğe geç

Hanuman nerede ?

Bir akşam, gün batımının kızıllığı pencereme vururken elimde eski bir Hint destanı vardı: Ramayana. Sayfaları çevirdikçe bir karakter her yerde ama hiçbir yerde gibiydi — Hanuman. Bir kahraman mıydı, bir bilge mi, yoksa inancın somutlaşmış hâli mi? Kendime sormadan edemedim: Hanuman nerede? Bu sorunun cevabı, sadece haritalarda değil, insan kalbinin derinliklerinde gizliydi.

Hanuman Nerede? Bir İnancın İçinde Kaybolmak

Hanuman, Hindu mitolojisinde gücün, sadakatin ve cesaretin sembolüdür. Maymun yüzlü bu ilah, Ramayana destanında Prens Rama’ya olan sarsılmaz bağlılığıyla tanınır. Ama bu yazı mitolojik bir açıklama değil — Hanuman’ı arayan insanların hikâyesi. Çünkü bazen onu bir tapınakta değil, bir insanın sessiz cesaretinde bulursunuz.

Bir Erkek, Bir Kadın ve Bir Kayıp Güç

Ravi adında genç bir mühendis, Hindistan’ın küçük bir kasabasında yaşıyordu. Çocukluğunda büyükannesi ona hep Hanuman’dan bahsederdi: “Ne zaman korkarsan, Hanuman’ın kalbinde güç bul.” Yıllar geçtikçe Ravi mantığın insanı oldu. Veriler, hesaplar, çözümler… Kalbin değil, aklın rehberliğinde yürüyordu.

Bir gün işinde büyük bir kriz patladı. Bir köprü inşaatında hata yapılmış, yüzlerce kişinin güvenliği tehlikeye girmişti. Ravi günlerce uykusuz kaldı. “Sorunu bulurum,” diyordu her defasında. Herkesi dışladı, sessizliğe gömüldü. Onun bu hâlini fark eden meslektaşı Meera, bir akşam yanına geldi.

“Ravi,” dedi, “sürekli çözüm arıyorsun ama kimseye bakmıyorsun. Hanuman nerede sanıyorsun? Yalnızken değil, birlikteyken ortaya çıkar.”

Ravi o an dondu kaldı. Meera devam etti:

“Hanuman, sadece bir güç sembolü değil. O, inancın, dayanışmanın sesi. Senin içindeki gücü başkalarıyla paylaşmadıkça onu bulamazsın.”

Hanuman’ı Dışarıda Aramak, İçeride Kaybetmektir

O gece Ravi, büyükannesinin söylediği duaları hatırladı. Çocukken korktuğunda ellerini birleştirip, “Hanuman beni koru,” derdi. Ama büyüdükçe, o duayı unuttu.

Ertesi sabah ekibine döndü. “Sorunu birlikte çözeceğiz,” dedi. Onları suçlamak yerine birlikte çalışmayı seçti. Gözlerindeki kararlılık değişmişti — artık yalnız bir mühendis değil, ilham veren bir liderdi.

Bir hafta sonra köprü yeniden sağlamlaştırıldı. Şehir kurtulmuştu. Meera sessizce ona baktı:

“Gördün mü? Hanuman buradaymış. Sende.”

Eril Akıl, Dişil Kalp

Ravi’nin öyküsü sadece bir mühendislik hatasının değil, insanın içsel dengesinin de hikâyesiydi.

Erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımı, Meera’nın empatik ve bütüncül sezgisiyle birleştiğinde, gerçek bir mucize doğdu.

Belki de Hanuman, tam olarak bu birleşmede saklıydı: aklın gücüyle kalbin merhametinin ortasında.

Bir toplumun Hanuman’ı, köprüleri onaran ellerde, umut veren seslerde, vazgeçmeyen kalplerde doğar. Çünkü Hanuman sadece eski bir efsane değil; cesaretin evrensel dili, insanlığın ortak mirasıdır.

Hanuman Bugün Nerede?

Hanuman bugün, Himalayalar’daki bir tapınakta değil sadece…

Bir annenin çocuğunu koruma içgüdüsünde,

Bir öğretmenin öğrencisine duyduğu sabırda,

Bir liderin halkı için duyduğu sorumlulukta yaşıyor.

O artık bir ilah değil, bir hatırlatma: İnsan, korkusunun üstüne yürüdüğünde Tanrısallığa en çok yaklaşır.

Hanuman Nerede? Belki de Kalbimizin En Sessiz Yerinde

Hanuman’ı bulmak için dua etmek gerekmiyor. Bazen bir dostun sözü, bir annenin bakışı, bir çocuğun kahkahası onu getiriyor. Çünkü Hanuman, dışarıdan gelen bir mucize değil — içimizdeki iyiliğin, inancın ve cesaretin sesi.

Ravi bunu öğrendiğinde, köprüden geçen ilk kişi o oldu. Gökyüzüne baktı, gülümsedi.

“Buldum,” dedi fısıltıyla, “Hanuman burada.”

Peki sen, en son ne zaman kendi Hanuman’ını hissettin?

Yorumlarda paylaş — belki de senin hikâyende o, yeniden doğacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
tulipbetprop money