İktidar, Mekân ve Siyaset: “Pendik Göçmen Konutları Ne Zaman Yapıldı?” Üzerine Eleştirel Bir İnceleme Siyaset bilimcisi olarak kent mekânlarına baktığımda yalnızca beton bloklar değil, güç ilişkilerinin, ideolojik söylemlerin ve vatandaşlık kurgularının izleri görünür hâle gelir. Bir konut projesi, aslında yerel düzeyde iktidarın mekânsal tezahürüdür; “Pendik Göçmen Konutları ne zaman yapıldı?” sorusu, yalnızca inşaat tarihinden ibaret değildir. Bu soru, o mahallede kimin iktidar kurduğu, nasıl vatandaşlık kodlarının devreye sokulduğu, kurumların hangi ideolojiyle mekânı şekillendirdiği gibi sorulara açılan kapıdır. Aşağıda bu projeyi, iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık ekseninde ele alacağım. Yazıda erkeklerin stratejik bakış açısıyla iktidar odaklı beklentileri ile kadınların toplumsal etkileşim…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Keklik Türküsü Hangi Yöreye Aittir? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimeler, sadece seslerin bir araya gelmesinden ibaret değildir; onlar, bir kültürün, bir toplumun, bir zamanın ruhunu taşıyan ve geleceğe bıraktığı izlerdir. Her kelime, bir hikâye anlatır, bir duygu yaratır, bazen bir toplumun geçmişini, bazen de geleceğini şekillendirir. Bu gücün farkında olan bir edebiyatçı, kelimelere sadece anlam yüklemekle kalmaz, aynı zamanda onların taşıdığı kültürel ve sosyal yükü de çözümler. Bu yazımızda, bir halk türküsünün ardındaki derin anlamı ve kültürel bağlamı inceleyeceğiz: Keklik Türküsü. Gözleri hüzünlü bir şekilde bakarken dağlara, kalbinde vefasızlık acısı taşıyan bir kahramanın türküsü olarak, Keklik Türküsü; köy hayatını, aşkı,…
Yorum BırakÖğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Bakışıyla “İndike İş” Kavramı Bir sınıfa adım attığınızda, oradaki her öğrencinin dünyayı anlama biçimi birbirinden farklıdır. Kimi gözleriyle dinler, kimi elleriyle düşünür, kimi de sessizce gözlemler. Öğrenme, bir başkasının bilgisine ulaşmak değil, o bilginin içinde kendi anlamını bulmaktır. Bu noktada “indike iş” kavramı, bireyin öğrenme sürecinde kendi deneyimini, anlam arayışını ve farkındalığını nasıl dönüştürdüğünü anlamamız için değerli bir kavram olarak öne çıkar. İndike İş Nedir? “İndike iş”, en yalın tanımıyla, bir durumun, davranışın ya da sonucun belirli bir nedeni veya göstergesi olarak ortaya çıkan eylem ya da süreçtir. Pedagojik bağlamda ise bu kavram, bireyin öğrenme…
Yorum BırakGüç De Nasıl Yazılır? Psikolojik Bir Perspektiften Gücün Anlamı Bir Psikoloğun Meraklı Girişi İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, her gün insanların birbirine görünmez iplerle bağlı olduğu bir dünya gözlemlerim. Bu iplerden biri, belki de en güçlü olanı, güçtür. Ancak “Güç de nasıl yazılır?” sorusu yalnızca dilbilgisel bir merak değildir; aynı zamanda psikolojik bir çözümleme kapısıdır. Çünkü insanlar yalnızca “güçlü görünmek” için değil, “gücü hissetmek” için de yaşar. Güç kelimesinin yazılışındaki küçük bir “de” bile, ait olma, ayrılma ya da birleşme arzularımızın dildeki yansıması gibidir. Bilişsel Psikoloji: Gücün Zihinsel Haritası Bilişsel psikoloji açısından bakıldığında, güç bir kavram değil, bir…
Yorum BırakGVK 40 madde: “her derde deva” diye sunulan, gri alanlarıyla işletmeleri süründüren hüküm Şunu açık açık söyleyeyim: GVK 40 madde iş dünyasının can simidi gibi pazarlanıyor ama aslında belirsizliği ödüllendirip öngörülebilirliği cezalandıran bir düzen. “İşle ilgili her masrafı gider yazarsın” masalıyla başlayıp, inceleme masasında “bunu neye göre yazdın?” duvarına toslayan sayısız mükellef gördük. Bu yazıyı da tam burada, tartışmanın kalbinde açıyorum: GVK 40 gerçekten işletmeleri mi koruyor, yoksa yoruma açık gri alanlarla risk mi üretiyor? GVK 40 madde, ticari kazancın tespitinde indirilecek giderleri sayar; ama geniş ve yoruma açık yazıldığı için pratikte tartışma ve belirsizlik üretir. ([Gelir İdaresi Başkanlığı][1]) GVK…
Yorum BırakGözde Zar Oluşumu Neden Olur? Görmenin Felsefi Anatomisi Bir filozof olarak, bakmakla görmek arasındaki farkı her zaman derin bir merakla düşünmüşümdür. Göz, sadece fiziksel bir organ değil, bilginin, varlığın ve anlamın eşiğidir. Fakat bazen bu eşikte bir perde belirir; tıpta buna “gözde zar oluşumu” denir. Bu biyolojik olgu, felsefi açıdan da ilgi çekicidir: Görmenin önüne geçen bir zar, yalnızca bedensel bir engel midir, yoksa bilginin kendisine ulaşmadaki metaforik bir tıkanıklığın simgesi midir? Bu yazıda, “Gözde zar oluşumu neden olur?” sorusunu üç eksende tartışacağız: etik, epistemoloji (bilgi felsefesi) ve ontoloji (varlık felsefesi). Çünkü bazen tıp ile felsefe aynı noktada buluşur —…
Yorum Bırak“Ağzının İçine Düşmek” Ne Anlama Gelir? (Gülmek Serbest, Deyim Ciddidir) Samimi Bir Başlangıç: Gülüşünüzü Alın, Deyime Dalıyoruz Sizi bilmem ama bazı deyimler var ki sanki komedi kulübünden ödünç alınmış gibi: Sahneye çıkar, bir kahkaha patlatır, sonra da hayatın tam ortasına yerleşir. “Ağzının içine düşmek” de onlardan biri. İlk duyduğunuzda, “Aman diyeyim, maske ve paraşütle yaklaşalım,” dedirten cinsten! Peki bu renkli ifade ne demek? Günlük dilde, birine aşırı ilgi göstermek, ağzından çıkacak sözlere kilitlenmek, hatta fırsat bu fırsat, onunla yakınlık kurmanın bin yolunu aramak… Tam olarak budur. Biraz da abartının tatlı sosuyla: “Ağzının içine bakmak” seviyesinden bir tık ötesi, yani “yörüngesine…
Yorum BırakEn Küçük Kan Hücresi Nedir? Mikro Dünyanın Komik Kahramanlarıyla Tanışın! Haydi dürüst olalım: Kan deyince aklımıza çoğunlukla o dramatik kırmızı sıvı gelir. Filmlerde bir damla kan, romanlarda bir kurban, dizilerde bir DNA ipucu… Ama aslında kan, içinde milyonlarca mikro kahraman barındıran devasa bir şehir gibidir. Ve bugün o şehrin “cücesiyle” tanışacağız: En küçük kan hücresi hangisi? Hazır olun, mikroskobik bir maceraya çıkıyoruz. Hem ciddi hem komik, hem stratejik hem empatik bir yolculuk… Özet: İnsan kanındaki en küçük hücre trombositlerdir (platelet), çapları ortalama 2–3 mikrometre arasındadır. Pıhtılaşmada ve damar onarımında görev alırlar, çekirdekleri yoktur ama hayati öneme sahiptirler. Küçük Ama Etkili:…
Yorum BırakAydınlatmada UGR Nedir? Göz Konforunun Bilimsel Dengesi Aydınlatma sadece bir ortamı görünür kılmakla kalmaz; aynı zamanda ruh halimizi, verimliliğimizi ve hatta sağlığımızı etkiler. Peki hiç bir mekânda ışığın “rahatsız edici” geldiğini hissettiniz mi? İşte tam bu noktada devreye “UGR” yani Unified Glare Rating (Birleşik Parlama Değeri) giriyor. Bilim insanlarının, mühendislerin ve tasarımcıların uzun yıllardır üzerinde çalıştığı bu kavram, aydınlatma kalitesinin belki de en kritik göstergelerinden biridir. UGR: Işığın Rahatsızlık Eşiğini Ölçmek UGR, insan gözünün ışık kaynaklarından hissettiği parlama (glare) düzeyini ölçmek için kullanılan sayısal bir değerdir. Kısaca, bir mekânda bulunan aydınlatmanın göz konforunu ne kadar bozduğunu gösterir. Değer 10 ile…
Yorum Bırakİstikamet Şehidi Kimdir? Edebiyatın İzinde Bir İnceleme Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, yalnızca bir dilde şekillenen kelimeler bütünü değil, aynı zamanda her bir kelimenin ardında yatan derin anlamların ve duyguların izidir. Her anlatı, bir insanın, bir toplumun ya da bir çağın kimliğini yansıtır. Anlatılanlar, kelimelerin gücüyle hayat bulur, bir zamanlar yaşanmış, hissedilmiş ya da düşünülmüş olanları tekrar tekrar gözler önüne serer. Edebiyatın dönüştürücü etkisi, toplumları ve bireyleri bir araya getiren, geçmişi bugüne, bugünü de geleceğe bağlayan bir güce sahiptir. Bu güç, bir kavramın derinliklerine inmeyi ve insanın içsel yolculuğunu anlamayı sağlar. İstikamet şehidi, edebiyat ve tarih içinde derin…
Yorum Bırak